"Osmanlı'ya iki kıta üzerinde hükmetmek yetmez! Zirâ i'lâ-yı kelimetullâh azmi iki kıtaya sığmayacak kadar büyük bir davadır. Selçuklu'nun vârisi (mirasçısı) biz olduğumuz gibi Roma'nın (Avrupa'nın) vârisi de biziz!.."
Definition List
23 Tem 2010
"Kurtuluşun ancak silahlı bir mücadeleden geçtiğini ilk olarak ortaya atan bendim"
Bugün tarihimiz bilhassa yakın tarihimiz “Yalan Tarih – Yalan Devler” ile doludur. Bizlere daima ve her sınıf düzeyinde, Millî Mücadeleyi başlatmak için Anadolu’ya ilk geçen paşa olarak Mustafa Kemal Paşa gösterilmedi mi?... Hâlbuki bu bilginin yanlış olduğunu anlamak için birkaç tarih kitabı kurcalamak yeterli olacaktır.
Nitekim Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Anadolu’ya geçti, Fakat Kâzım Karabekir Paşa ise, Sultan Vahdeddin Han’dan
resmen Millî Mücadeleyi başlatmak için yani bu ismi kullanarak 1919’un Nisan başlarında izin aldı ve Anadolu’ya geçti. Daha sonra Mersinli Cemal Paşa, Ali Fuat Paşa ve daha nice Paşa 19 Mayıs’a kadar Anadolu’daki yerlerini almıştı. Ve en nihayet en son Mustafa Kemal Paşa geçti...(1) O günleri sarayda vazifeli olan Başkâtip Ali Fuat Bey hatıralarında şöyle anlatır;
“...Mayıs ayının ortalarına kadar Anadolu’ya sürekli rütbeli akışı devam etti. Ve en son Mustafa Kemal Paşa geçti. 16 Mayıs 1919 Cuma günü Sultan çok sevinçliydi. Bu sevincin sebebini kendisine sorduğumda ise bana; "Kâtip çok sevinçliyim, zira Satranç tahtasındaki “Şah”ı da bugün gönderdim. Tahta artık tamamdır" cevabını verdi..."(2)
İşgal kuvvetleri ile İlk defa silahlı mücadeleye başlayan doğu cephesinin efsane ismi Kâzım Karabekir Paşa, İstiklâl Harbi’ni kimin başlattığını, şahit, zaman ve yer göstererek şöyle açıklıyor;
“İstiklâl Harbi’ni başlatmak, kurtuluşun ancak silahlı bir mücadeleden geçtiğini ilk olarak ortaya atan bendim. Bu savaşın daha sonra Mustafa Kemal Paşa tarafından da benimsenecek siyasî ve askerî esas planlarını ben hazırladım. Bu planlardan ilk önce 29 Ekim 1918’de İstanbul Zeyrek’teki ağabeyimin Süleymaniye Camiini gören evinin bahçesinde, konuyu İsmet Bey’e (İnönü) açtım ve onunla tartıştık. İsmet Bey dinledi ve, sonra bu mücadelenin gereksiz olacağına hükmederek bana;
"Kâzım Bey kardeşim, bitti, her şey bitti. Anadolu’daki birkaç köylü ile olacak şey değildir bu iş. Her ikimiz de emekli olalım. Adana’dan toprak alalım ve ziraatle uğraşalım. Sen Kâzım Ağa ol, ben de İsmet Ağa" cevabını verdi."(3)
Millî Mücadeleyi kimin başlattığı mühim değil, diye düşünenler olabilir. Fakat Karabekir Paşa’nın kumandası altında bulunan doğudaki 15. Kolordu, Mondros’un 7. maddesine rağmen varlığını koruyup, Ermeni ordularını perişan ettiği halde, batıdaki kolorduların darmadağın olması ve parça parça gerilla harekâtına dönüşmesi yüzünden askerlerinin silahlarıyla beraber dağa çıkıp eşkiyalık yaptığı veya köylerine geri dönüp bir daha cephelere gitmemek için saklandıkları herkesçe malumdur.
Doğu’da yapılan savaşlar sırasında, Ermeni ordusu perişan edildikten başka, Sarıkamış, Kars, Ardahan, Artvin, Bakü’ye kadar bütün doğu topraklarının ele geçirildiğini, fakat Batı’da, Yunan Ordusunun Eskişehir önlerinden Ankara önlerine geldiğini, Mecliste görüşmeler yapılırken top seslerinin milletvekillerince duyulduğu gerçeği okuyucunun önüne yazılmamış bir gerçek gibi sunmak gerekir.
Birinci Mecliste, Rauf Orbay’ların başını çektiği ve Halide Edip Adıvar tarafından desteklenen bir grubun Amerikan Mandası fikrini savunduğunu hiç işittiniz mi?...
Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey’in, Topal Osman tarafından öldürüldüğünü, hatta kendisini savunmayan Mustafa Kemal Paşa’yı da öldürmek için Çankaya Köşkünü kuşattığını, sonra ekibiyle beraber karşı bir baskınla öldürüldüğünü elbette bilirsiniz… Fakat Mustafa Kemal Paşa’nın, kendisine ait bir taka ile hiç durmadan ve tehlikelere de aldırmadan Anadolu’ya sürekli silah kaçırdığı için Nutuk’ta övgülerle andığı Yahya Kaptan’ı öldürttüğünü, okudunuz ya da duydunuz mu?...(4)
1920 senesinin Mart’ında doğuda eksi 30 derece soğuklarda, fırtınalar göz açtırmazken Kâzım Karabekir Paşa’ya Ermeniler’in üzerine yürümesi emri verildiğini, fakat Mayıs ayında ortam elverişli duruma gelince, harekatın yapılmasına izin verilmediğini, buna rağmen paşanın inisiyatif kullanarak bir başına tüm sorumluluğu yüklenip Ermeniler üstüne yürüdüğünü; Kars Kalesini ele geçirdiğini ve düşmanı Bakü’ye kadar kovaladığını biliyor muydunuz?...(5)
Karabekir Paşa, Mustafa Kemal Paşa’dan çok saygılı bir dille söz ediyor. Fakat olayların yansıttığı Mustafa Kemal Paşa, ‘Tek Adam’ kalmak için her çareye başvuran bir kişi portresi çizgisini aşamıyor! Bunun sebebi ne acaba?...
Cumhuriyetin kurulmasından hemen sonra ortaya çıkan ve her resim karesinde Mustafa Kemal Paşa’nın etrafında görülen Recep Peker, Şükrü Kaya, Yunus Nadi ve taifesinin Millî Mücadelede katkısı nedir acaba?...
Kaynaklar:
1- Enver Behnan Şapolyo,M.Kemal ve Millî Mücedele Tarihi,Sf; 328
2- Ali Fuat Türkgeldi; Görüp İşittiklerim, Sf;146
3- Kâzım Karabekir; İstiklâl Harbimiz, Sf; 38
4- Ahmet Kabaklı, 31 Ekim 1992 tarihli Türkiye Gz. Köşe Yazısı
5- İsmet Bozdağ, Paşaların Hesaplaşması, Sf; 13
Ahmet Anapalı
(HaberVakti, 23.08.2009)
Etiketler:
4. Mehmet Vahdeddin,
Mustafa Kemal,
Osmanlı Tarihi,
Türk Tarihi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
sayfayı alperenleri merak ettiğim için buldum gözüme çarptı burası giriş sayfanız güzel ama burası haddini biraz aşmış o günlerde zor durumda bulunan sadece halk değil komutanlarda vardı o durumda MUSTAFA KEMAL PAŞA'nın aklında çıkarcılık gibi bişey olduğunu sanmıyorum birileri sürekli paşanın ayagını kaydırmaya çalışıyordu bunu inkar edemezsiniz ama sizin yaptığınız dünyanın saygı duyduğu bir adamı çöpe atmaya çalışmaktan ibaret böyle bir yazıyı yazarken hiç yüzünüz kızarmadımı hele o adamın yaptığı alfabeyle söyleyecek çok şey var ama sizin uyduracak çok şeyiniz vardır.Bu yazıyı yazana acımıyorum çünkü öteki tarafta ödeyecek bi hakkı olucak ...
YanıtlaSil